Boncuk dağı faaliyet raporu

      BONCUK DAĞI   FAALİYET RAPORU

 


Etkinliğin  Adı:   Likya Bölgesinde 9 Zirve
Etkinlik    Yeri:     Fethiye/Ören Boncuk dağı
Etkinlik  tarihi:  09.12.2009
Etkinliği Düzenleyen :
Yeşil patika Doğa aktiviteleri Grubu

Ekip  : Seyran Sucu & Naim Sür

Hedef: Zirve (2290 m)
Kişisel Malzemeler: Gorotex Mont ve Pantolon, Polar, Gore-tex Bot, Tozluk, Eldiven, Balaklava, Eldiven vs.
Teknik Malzemeler: Kask, kazma, Krampon, 1 adetGps,
Hava Durumu :  Parçalı bulutlu,zaman zaman yoğun sis

Zirveye hareket saati :  Başlama noktasından 09.30

 zirveye varış : 16.00

Toplam faaliyet süresi : 13 saat

Sabah  05.30’da Ovacıktan hareket ederek ,Üzümlü dikencik evlerine geldim.Bir gece önce yaptığımız rota çalışmalarının verilerini GPS’e yükledikten sonra hemen hareket ettik.Saat 09.30’da arabayı yol kenarındaki tarla girişine bırakarak daha önce harita üzerinden tespit ettiğimiz sırt hattına girerek tırmanışa başladık.Bulunduğumuz yerden ,zirveye kadar olan mesafe kuş uçumu 5 km civarındaydı,ama eğimli arazide ve farklı silsilelerden zirve hattına yaklaşırken gerçek mesafe bu mesafenin neredeyse üç katına çıkıyordu.zaman zaman bulunduğumuz tepelerin etrafından yan geçişler yaparak dağa giden ana sırt hattına doğru ilerledik.Bin dokuz yüz MTA civarında uzaktan Ahlat ağacı sandığımız ağacın yanına yaklaşınca  yükseklerde nadir bulunan Sarı Alıç ağacı olduğunu gördük. Ardıç ağacına dönüşte mutlaka uğrayacağımıza dair söz verip  Bize armağan olarak verdiği Alıç larıda alarak önümüzdeki kulvardan yukarı doğru ilerledik.Bir süre sonra asırlık Kara çama ulaşdık.Alıç ağacının  selamını söylediğimizde.Oda bizden Zirvedeki sevdalı bulutlara selam söylememizi istedi. 2000 metrelerde önümüze çıkan platoda  ikisi önümüzde biriside sağımızda ve bir hayli uzağımızda olan neredeyse aynı yükseklikte üç tane zirve  gördük .Asıl zirvenin en arkada, bir hayli uzakta olduğunu,Önümüzdeki birinci zirveyi aşıp 200 m. aşağı inerek tekrar ikinci zirveye tırmanmak zorunda olduğumuzu görünce geri dönüşümüzün geceye kalacağı endişesiyle zirveden vaz geçmeyi düşündük.Daha sonra bulunduğumuz platodan birinci zirveye hiç tırmanmadan aşağıya inmeye , kararı oradaki zamana göre değerlendirmeye karar  verdik.Önümüze çıkan derin kar çukurunun etrafını keskin bir kılçıktan dolanarak  dik eğimli  yamaçtan iki zirvenin birbirine bağlandığı vadi tabanına doğru inişe geçtik.Aşağıda  bütün ağırlıklarımızı bırakıp çantaları bıraktığımız yerin koordinatlarını işaretledikten sonra ,platodan belirlediğimiz kulvardan yukarı doğru  hızla tırmanmaya başladık.Eğimin fazla dikleşmesi nedeniyle batonları bırakarak kazmayla kamalama yaparak kulvarın sonuna ulaştık.Ama zirveye  hala 200  metrelik mesafe olduğunu gördük.Daha  önce Karadağ’da karşımıza çıkan izlere benzeyen  pati izlerininde zirveye doğru gittiğini gördük Bunun bir vaşak yada tilki olabileceğini düşündük ve zirveleri seven bu hayvanın  adını özgür tilki koyduk .Kararlı bir şekilde süratle zirve noktasına ulaştık.Zirvede gördüğümüz tüm bulutlara Alıç ve Kara Çamın selamlarını ileterek Özgür tilkinin izlerini takip ederek hızla geldiğimiz kulvardan aşağıya indik.Çantaların olduğu yere geldiğimizde güneş neredeyse  batmak üzereydi.Dönüş yolunda indiğimiz yerden çıkmak yerine iki zirveyi birbirine bağlayan boyundan yukarı doğru tırmanarak  küçük zirveyi aşıp  kar çukurunun olduğu platoya geldiğimizde hava kararmış ve biz hala 2000 metrelerdeydik.kafa lambaları ve GPS yardımıyla kardaki izleri takip ederek ,platodan Kara çam ve ardıç ağacın olduğu kulvara indik.Ulu çamın dibine geldiğimizde yoğun sis nedeniyle ortalık zifiri karanlığa dönüşmüştü.Kara çamla vedalaşarak kulvarın sonundaki düzlükte bizi bekleyen Ardıç ağacının yanına ulaştık.Sevgili Ardıç ağacımızla birlikte yarım saat geçirip bize sunduğu meyvelerinden avuç avuç topladık.meyvelerinden çıkan çekirdekleri,Babadağ ve Mendos ‘a götüreceğimizi,önümüzdeki sene ve sonrasın dada  mutlaka ziyarete  geleceğimizi söyleyip vedalaşarak ayrıldık.Yoğun sis  nedeniyle Gps’e rağmen,geldiğimiz izleri bulmada  bir hayli zorlandık.gündüz iki saatte inebileceğimiz yeri karanlık ve sis nedeniyle,neredeyse zirveyle eş değer bir sürede tamamladık.Aracın  yanına geldiğimizde saat 22.30 olmuştu.Havanın kararmasından itibaren müteakip kereler bizi endişeyle arayarak durumumuzu soran dostlarımızı ,aracın başına salimen geldiğimizi ve kısa bir süre sonrada yanlarında olacağımızı merak etmemelerini söyledik.Üzümlü Dikencik evlerine vardığımızda,Gül Bahar,Nurten,Ayşe  ve cengiz’in sofrayı hazırladıklarını ve akşamdan beri bizi  beklediklerini görünce çok duygulandık.

 Bizlere verdikleri lojistik destek ile Son üç gün içerisinde yaptığımız üç zirve faaliyetinin  başarılı olmasında. büyük payı olan,Ayşe ve Cengiz’e bir kez daha sevgi ve şükranlarımızı sunuyorum…

Sevgilerimle